28 Kasım 2010 Pazar

Ip Man 2 (2010) - Ip Man 1 - İngiltere 0


Seri filmlerle ilgili, neredeyse genel geçerliğe terfi etmiş bir argüman vardır; ilkler her zaman daha iyidir. Bazı istisnalar olsa da genel durum gerçekten de böyledir. Sanırım izleyicide sırf para için devam edildiği imajı oluşuyor ve buna tepki olarak ilk filmler gereğinden fazla yüceltiliyor. Ama Ip Man serisinin kesinlikle bu kategoride olmadığını söyleyebilirim. Bu seri bu argümanın şanlı bir neferi gibi.

Ip Man 2, ilk filmden kritik sahnelerle başlıyor. Bu haliyle tipik bir devam filmi olduğunu söylüyor bize ve böylelikle çıtayı yükseğe koyarak en büyük hatayı yapmış oluyor. O çıta ki -ilk film için değindiğim gibi- tüm farklı beklentilere karşılık verebilme başarısı; hüznün en naif haliyle vurdunun-kırdının en heyecanlısını bir potada eritmek. Ip Man'deki savaşın getirdiği sefaleti yaşayamıyoruz bu sefer. Gayet lüks bir evde yaşıyorken biranda derme çatma barınaklarda yaşayabilmeye şükrediyor halde bulamıyoruz kendimizi. İntikamımız bile reklam kokan hareketler sınıfında yer alıyor bu sefer. Bütün bu eksikleri, güzel koreograflı dövüş sahneleriyle doldurmaya çalışmak aymazlığı da filmin kendi boynuna geçirdiği ipin ilmikleri arasında yerini alıyor.

İlk filmde sayılı eleştirilerimden biri de final sahnesindeki karşılaşmanın çok kısa sürmesiydi. Sen o kadar abart kötü adamı, ustaya bir kere dokunamadan yere serilsin sonra. Olacak iş mi? Bu filmdeki final karşılaşması, onu bile aratır cinsten. Bu sefer de tam tersini yapmışlar. Hani Ip Man'in yenilmeyeceğini bilmemize rağmen bile gittigidiyor'a bağlıyoruz işi. Hem anakaraktere zarar vermiş bu durum hem de Kung Fu'ya. Sanırsın Kung Fu propagandası değil de Box propagandası yapıyor film. Tabii Box'un böyle bir filmde ne işi var, ona girmiyorum. Kung Fu'ysa filmin konusu, şahsen Box'un isminin bile geçmemesi gerektiğini düşünüyorum.

İlk film için yazdığım yazının başlığını Ip Man 1 - Japonya 0 koymuştum. Çok sevdiğim şeylere bu tip eleştiri babında nazar boncukları takarım. Ama bu filmde iyice azıtmışlar durumu. Komşu ülkeyi halleden Ip Man gözünü  bu sefer dünyaya dikmiş. Sıradaki filmde Türkiye'ye de haddini bildirirse Ip Man usta, şaşırmam sanırım. Film tamamen Çin milliyetçiliğine dönmüş. ''İşgal dönemi anlatılıyor, herhalde milliyetçilik olacak'' da diyebilirdim buna ama çok göze batıyor. İşlenmesi çok basit olmuş. O kadar barbarlar ki filmdeki İngilizler, insan olup olmadıklarını sorgular halde buluyorsunuz kendinizi. Dublajlarını bile Çinlilerin seslendirdiklerini düşünüyorum. Öyle bir İngiliz aksanı yok.

Kalbimi çalan ilk filmden sonra aldatılmış gibi hissettim kendimi. Yoksa berbat bir film değil Ip Man 2. Hatta kesinlikle iyi bir film. Sırf ilk filmle kıyasladığım için böyle bir ifade çıktı ortaya. Müzikleri olsun, ilk filme yapılan atıflar olsun gayet içgıcıklayıcı noktalar mevcut filmde.

Bu arada finalde öyle bir sahne var ki, insanı dört köşe ediyor. İzlemeyenler için sürpriz olsun :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...