20 Temmuz 2012 Cuma

The Dark Knight (2008) & Monster's Ball (2001)


The Dark Knight Rises öncesi ilk iki filme yeniden tekrar yapmış oldum böylelikle. Üzerine kısa bir şeyler söylemek gerçekten çok zor. Sinema nedir, nasıldır gibi sorulara cevap verme hüviyeti tam manada olmasa da, ya da bu tür bir film olmasa da (bu tip bir iddiası ve konsepti yok manasında), inanılmaz/enfes/kusursuz bir yapım The Dark Knight.

Oyunculukları bile yeterli, filmi övmeye bitirememek için ama filmin en zayıf noktası oluyor oyunculukları. Tabi Joker'e hayat veren Heath Ledger dışında. Bu abi bu filmle beraber, sinema tarihine geçti kolaylıkla. Başarılı ifadesi, en basit ifadeyle, haksızlık olur performansını tarif ederken.

Devamını Oku

18 Temmuz 2012 Çarşamba

The Best Exotic Marigold Hotel (2011) & Batman Begins (2005)


Bazı filmler oyuncu kadroları için izlenir. Böyledir. Bu film de onlardan biri. Başroldeki ablaların (aslında teyzelerin) ve abilerin (aslında amcaların) tamamı tanıdığımız, oyunculuklarına hayran olduğumuz isimler. Judi Dench, Tom Wilkinson, Bill Nighy, Penelope Wilton, Maggie Smith vs vs. Hepsi de büyük oyuncudur gözümde. Ve hepsi de isimlerinin hakkını veriyor bu filmdeki performanslarıyla. Oyuncular için izleyip, tatmin olmanın adı diyebiliriz The Best Exotic Marigold Hotel'e.

Devamını Oku

17 Temmuz 2012 Salı

The Flowers of War (2011) - Savaş Filmi?


2011'in -sanırım- en fazla beklediğim filmlerindendi The Flowers of War. Hem savaş filmiydi, hem Christian Bale oynuyordu, hem de Yimou Zhang'in yönettiği bir Çin filmiydi. Aslında bu üç durumun aynı anda olması filme büyü katıyor. Zira Christian Bale sevgimle diğer herhangi bir özellik bir filmi izlememe fazlasıyla yeter. Ki bir üçüncü etken de vardı bu sefer.

Yimou Zhang'i sever sayarım. Filmlerini saymaya lüzum yok. En az 4-5 tane üst düzeye aday filmi vardır. Çin'den çıkmış esaslı yönetmenlerdendir hasılı. Hatta 2008 Pekin Olimpiyat Oyunlarının Açılış ve Kapanış Töreni'ni de yönetmişti kendileri. Hatırlarsanız süksesi bol olmuştu bu törenlerin. Hala arada açar izlerim :) Çin'den çıkan en baba yönetmen olunca tabii, Çin'de böylesi büyük bir organizasyonda başka isimler akla bile gelmiyor.

Devamını Oku

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Wrath of the Titans (2012) & Elena (2011)


Clash of the Titans'ın ilk teaserini izlediğim zamanlar geldi de aklıma. Vay arkadaş'lı kaç cümle kurduğumu hatırlamıyorum bile. O kadar enfes, o kadar gaz, o kadar coşturucu bir teaser izlediğim çok nadirdi. Ki fragman benden sorulur, onu da söylemiş olayım :)

Neden geldi aklıma bu güzel anı? Hemen söyleyeyim. Zira Clash of the Titans'ı izledikten sonra, o teaser-trailer çoklamalarını izlerken ki ruh halimden eser yoktu/kalmamıştı. Resmen kandırıldığımı sanmış, başta film yapımcıları olmak üzere senariste bir hayli sövmüştüm. Bir insan bu kadar bol efektin yanına ele avuca gelen bir senaryo nasıl yazamaz. Hadi yazamadı diyelim, hangi yapımcı böyle bir senaristi kovmaz. Hadi yapımcı uykuluydu, yönetmen nasıl izin verdi öyle bir senaryoya? Sorular gani... Hasılı Clash of the Titans tam bir fiyaskoydu, zihnimde canlanan ilk belirtilere göre.

Devamını Oku
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...