18 Aralık 2010 Cumartesi

The Fast and the Furious 5: Fast Five - Home, Sweet Home


Tam ergenliğin başladığı yıllarda ortaya çıkması Hızlı ve Öfkeli'yi, bizim yaştakiler için gerçekten başka bir seri yaptı. O araba kovalamacaları, modifiye arabalar, şakalar, komiklikler vs vs olunca, zaten tersi bir durum enterasan olurdu herhalde.

Tabii bizle de sınırlı kalmayınca gişede çok iyi işler yaptı FF. Toplamda nerdeyse 1 milyar dolara yaklaştı hasılatı, 4 filmin. Gerçi 3. filmle beraber seriden kopmuştum ben. Ne Paul Walker ne Vin Diesel ne de Tyrese Gibson vardı. Diğer ergen liseli filmlerinden neredeyse hiç farkı kalmamıştı serinin, Tokyo Drift'le beraber. Takiiii 3. filmin son sahnesinde Vin Diesel'in, yerinde durmakta zorluk çeken, modifiye manyağı olmuş süper bir Plymouth Road Runner'la arz-ı endam etmesine kadar.

Sonrasında gelen 4. film o istenilen geri dönüşü sağlayamamış olsa da serinin içindeki en yüksek hasılatı toplamayı bildi ve haliyle 5. filmin önünü açtı. Kadro yönünden tam bir Samanyolu cast. Paul Walker, Vin Diesel yetmez gibi üstüne Tyrese Gibson de var bu sefer. Ama bu kadar da değil. Jordana Brewster ve Lucadris gibi daimi oyuncuların yanı sıra 3. filmin benim için en önemli oyuncusu olan Sung Kang de var. Hepsinin üstüne bir de yeni dönem aksiyon filmleri deyince akla gelen 2-3 isimden biri olan Dwayne Johnson eklenince iyice çoşuk bir imaj yaratmış cast. Tek eksik Michelle Rodriguez.

Filmin idare etmelik afişiyle, güzel bir fragmanı yayınlandı. Benim açımdan hiçbir sıkıntı yok. Hatta bayağı bayağı olmuş yani :D Film 29 Nisan 2011'de vizyonda.

HD izliyoruz demiii...

Devamını Oku

16 Aralık 2010 Perşembe

Transformers: Dark of the Moon - 3. Filmin İlk Fragmanı

 

Düşünün bir. Michael Bay adında bir yönetmeniniz var. Bu abiye bir film çektirmişsiniz 150 milyon dolara ve 8 günde sermayeyi kurtarmışsınız. İkinci bir devam filmi çektirmişsiniz 200 milyon dolara, onun sermayesini de 6 günde toplamışsınız. İki filme 350 milyon yatırıp, toplamda 1.5 milyar dolardan fazla para kazanmışsınız. Ne yapardınız bu durumda?.. Evet sizin gibi Transformers yapımcıları da ''çekmeye devam ederim abi'' demeye devam ediyorlar.

Aslında üçüncü filmin geleceği ikinci film gösterime girmeden söylenmişti. İşte o 2 sene önceden haberi verilmiş 2. devam filminin ilk görüntüsü net alemine düştü. Yayınlayanlar her ne kadar trailer demişlerse de, bildiğimiz spot bu. Teaser'dan hallice güzel bir spot. Yeni kötümüz olduğunu tahmin ettiğimim devasa bir robot arz-ı endam ediyor, Megan'sız bu devam filminin ilk fragmanında.

Ben şimdiden heyecanlandım... Film 1 Temmuz 2011'de.

İşte ilk offical görüntü. HD izliyoruz demii?
Devamını Oku

14 Aralık 2010 Salı

2011 Golden Globe Adayları Belli Oldu


Oscar habercisi olan Golden Globe'nin bu seneki adayları açıklanmış. Oscar'dan daha sıcak gelir Altın Küre bana her zaman. Bu seneki adaylara bakınca aramızdaki bu sıcak havanın devam ettiğini söyleyebilirim.

Oscar'da yine haksızlığa uğrayacağını düşündüğüm Christopher Nolan, Golden Globe'de gövde gösterisi yapacak gibi duruyor. Aday olduğu 3 kategoride de alacak gibi. Müziklerini de çok sevdiğim Inception bu kategoride de kazanırsa 4'te 4 yaparak geceyi kapatabilir. Diğer adayları izlemediğim için En İyi Aktör dalında DiCaprio'nun haksızlığa uğradığı yönünde bir şey söylemeyeceğim. Bu sene yine açılacaktır Leonardo'nun haksızlığa uğradığı konusu ama sanırım en az bu sene katılacağım bu duruma. Zira Inception'un büyüleyiciliğinin yanında DiCaprio'nun oyunculuğu hafiften silikti.

Jonny Deep'in iki rolle aday olması, yani kendiyle yarışıyor olması ayrı bir güzellik. Luther'la gönüllere taht kuran Idris Elba'ya ve The Big C'ye dikkat. Son olarak Mad Men kazanacaktır deyip adaylarla baş başa bırakayım sizi.

Adaylar bugün (14 Aralık) açıklandı. Ödüller ise 16 Ocak 2011'de.
  
Drama dalındaki En iyi Film adayları:

Black Swan (2010)
Inception (2010)
The King's Speech (2010)

Müzikal/Komedi dalındaki En iyi Film adayları:

Alice in Wonderland (2010)
Burlesque (2010/I)
The Kids Are All Right (2010)
Red (2010/I)

Drama dalındaki en iyi aktör adayları:

Jesse Eisenberg for The Social Network (2010)
Colin Firth for The King's Speech (2010)
James Franco for 127 Hours (2010)
Ryan Gosling for Blue Valentine (2010)
Mark Wahlberg for The Fighter (2010)

Drama dalındaki en iyi aktrist adayları:

Halle Berry for Frankie and Alice (2010)
Nicole Kidman for Rabbit Hole (2010)
Jennifer Lawrence for Winter's Bone (2010)
Natalie Portman for Black Swan (2010)
Michelle Williams for Blue Valentine (2010)

Müzikal/Komedi dalındaki en iyi aktör adayları:

Johnny Depp for The Tourist (2010)
Johnny Depp for Alice in Wonderland (2010)
Paul Giamatti for Barney's Version (2010)
Jake Gyllenhaal for Love and Other Drugs (2010)
Kevin Spacey for Casino Jack (2010)

Müzikal/Komedi dalındaki en iyi aktrist adayları:

Annette Bening for The Kids Are All Right (2010)
Anne Hathaway for Love and Other Drugs (2010)
Angelina Jolie for The Tourist (2010)
Julianne Moore for The Kids Are All Right (2010)
Emma Stone for Easy A (2010)

En iyi yardımcı aktör adayları:

Christian Bale for The Fighter (2010)
Michael Douglas for Wall Street: Money Never Sleeps (2010)
Andrew Garfield for The Social Network (2010)
Jeremy Renner for The Town (2010)
Geoffrey Rush for The King's Speech (2010)

En iyi yardımcı aktrist adayları:

Amy Adams for The Fighter (2010)
Helena Bonham Carter for The King's Speech (2010)
Mila Kunis for Black Swan (2010)
Melissa Leo for The Fighter (2010)
Jacki Weaver for Animal Kingdom (2010)

En iyi Yönetmen adayları

Darren Aronofsky for Black Swan (2010)
David Fincher for The Social Network (2010)
Tom Hooper for The King's Speech (2010)
Christopher Nolan for Inception (2010)
David O. Russell for The Fighter (2010)

En iyi Senaryo adayları:

127 Hours (2010): Danny Boyle, Simon Beaufoy
Inception (2010): Christopher Nolan
The Kids Are All Right (2010): Stuart Blumberg, Lisa Cholodenko
The King's Speech (2010): David Seidler
The Social Network (2010): Aaron Sorkin

En iyi Şarkı adayları:

Burlesque (2010/I)("Bound to You")
Burlesque (2010/I)("You Haven't Seen The Last of Me")
Country Strong (2010)("Coming Home")
The Chronicles of Narnia: The Voyage of the Dawn Treader (2010)("There's A Place For Us")
Tangled (2010)("I See the Light")

En iyi Müzik adayları:

127 Hours (2010): A.R. Rahman
Alice in Wonderland (2010): Danny Elfman
Inception (2010): Hans Zimmer
The King's Speech (2010): Alexandre Desplat
The Social Network (2010): Trent Reznor, Atticus Ross

En iyi Animasyon dalındaki adaylar:

Despicable Me (2010)
The Illusionist (2010)
Tangled (2010)
Toy Story 3 (2010)

Yabancı dilde En Eyi Film adayları:

Biutiful (2010)
I Am Love (2009)
The Concert (2009)
The Edge (2010)
In a Better World (2010)

Drama dalındaki en iyi Televizyon Dizisi:

"Boardwalk Empire" (2009)
"Dexter" (2006)
"The Good Wife" (2009)
"Mad Men" (2007)

Müzikal/Komedi dalındaki en iyi Televizyon Dizisi:

"The Big Bang Theory" (2007)
"Glee" (2009)
"Modern Family" (2009)
"Nurse Jackie" (2009)
"30 Rock" (2006)

Mini Dizi adayları:

"Carlos" (2010)
"The Pacific" (2010)
"The Pillars of the Earth" (2010)
Temple Grandin (2010) (TV)
You Don't Know Jack (2010) (TV)

Mini dizi/TV filmi dalındaki En İyi Erkek Oyuncu adayları:

Idris Elba for "Luther" (2010)
Ian McShane for "The Pillars of the Earth" (2010)
Al Pacino for You Don't Know Jack (2010) (TV)
Dennis Quaid for The Special Relationship (2010) (TV)
Édgar Ramírez for "Carlos" (2010)

Mini dizi/TV filmi dalındaki En İyi Kadın Oyuncu adayları:

Hayley Atwell for "The Pillars of the Earth" (2010)
Claire Danes for Temple Grandin (2010) (TV)
Judi Dench for "Return to Cranford" (2007)
Romola Garai for "Emma" (2009)
Jennifer Love Hewitt for The Client List (2010) (TV)

Müzikal/Komedi Dizileri dalındaki En İyi Erkek Oyuncu adayları:

Alec Baldwin for "30 Rock" (2006)
Steve Carell for "The Office" (2005)
Thomas Jane for "Hung" (2009)
Matthew Morrison for "Glee" (2009)
Jim Parsons for "The Big Bang Theory" (2007)

Müzikal/Komedi Dizileri dalındaki En İyi Kadın Oyuncu adayları:

Toni Collette for "United States of Tara" (2009)
Edie Falco for "Nurse Jackie" (2009)
Tina Fey for "30 Rock" (2006)
Laura Linney for "The Big C" (2010)
Lea Michele for "Glee" (2009)

Drama Dizileri dalındaki En İyi Erkek Oyuncu adayları:

Steve Buscemi for "Boardwalk Empire" (2009)
Bryan Cranston for "Breaking Bad" (2008)
Michael C. Hall for "Dexter" (2006)
Jon Hamm for "Mad Men" (2007)
Hugh Laurie for "House" (2004)

Drama Dizileri dalındaki En İyi Kadın Oyuncu adayları:

Julianna Margulies for "The Good Wife" (2009)
Elisabeth Moss for "Mad Men" (2007)
Piper Perabo for "Covert Affairs" (2010)
Katey Sagal for "Sons of Anarchy" (2008)
Kyra Sedgwick for "The Closer" (2005)

Mini dizi/TV filmi dalındaki En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu adayları:

Scott Caan for "Hawaii Five-0" (2010)
Chris Colfer for "Glee" (2009)
Chris Noth for "The Good Wife" (2009)
Eric Stonestreet for "Modern Family" (2009)
David Strathairn for Temple Grandin (2010) (TV)

Mini dizi/TV filmi dalındaki En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu adayları:

Hope Davis for The Special Relationship (2010) (TV)
Jane Lynch for "Glee" (2009)
Kelly Macdonald for "Boardwalk Empire" (2009)
Julia Stiles for "Dexter" (2006)
Sofía Vergara for "Modern Family" (2009)
Devamını Oku

Simyacı - Kitap Tanıtımı


Çok değil yarım yüzyıl öncesi döneme göre çok değişiğiz dünya ve insanlar olarak. Güzel sokaklar, yüksek binalar, konforlu arabalar, teknolojik aletler... Aklınıza ne gelirse elimizin altında. Lakin bütün bu varlıklılığa rağmen garip bir şekilde sıkkınız. İnsanoğlu varlıklandıkça, ruhsuzlaşıyor sanki. Psikoloji biliminin ortaya çıkışının sanayileşmenin ortaya çıkmasıyla aynı zamanlara denk gelmesi ne garip...

Tabii ki ayak yapıyorum, aslında garip filan değil. Doğululuğuyla gurur duyan biri olarak, yıllar önce bizleri fakiriz diye köyünden kovan ağanın, şimdilerde bize muhtaç gözlerle bakıyor olmasının haklı gururunu yaşıyorum sadece. Yıllardır hatta asırlardır Doğu'yu ve Doğu kültürünü cahillikle itham eden Batı ve onun temsilcileri şimdi Doğu kültürünü şiar edinmiş yapıtlarla çıkıyor piyasaya. Dahası çıkmak zorunda kalıyorlar...

Önce Kitap Değil OKUmaktır Esas Olan başlığıyla daha sonra da OKUmaya Başlıyorum başlıklarıyla karar verdiğimi söylediğim roman okuma serüvenimin ilk adımı olarak, yukarıda da tarif ettiğim akımın baş temsilcilerinden Simyacı'yı seçtim.

Yeni tanışmıyoruz Simyacı'yla. Ortaokul yıllarımdan beri sayabildiğim kadarıyla 17 kere elime geçti bu kitap. Hepsini de -sıkı bir kitap hediye edici olarak- arkadaşlarıma ve tanıdıklarıma verdim. Bu süre zarfında okumamama rağmen garip bir bağ oluştu kitapla aramda. Hediye ettiğim kişiler kitabı okuduktan sonra, hediye edilen normal bir kitap için edilen teşekkürden çok daha sıcak teşekkür ettiler ve bu durum her defasında bir adım daha yaklaştırdı bendenizi Simyacı'ya. Verdiğim roman okuma kararından sonra da ''ilk kitap hangisi olsun acaba?'' sorusunun üzerinde fazla durmam gerekmedi bu sebeple. Ve başladım Simyacı'ya...

Mevlana'nın hikayelerini andıran Binbir Gece Masalları tadındaki serüveni, ister istemez kanımın ısınmasını sağlasa da garip bir şekilde adapte olamadım kitaba. Hani derdini anlatamadığı halde ne demek istediğini anladığınız insanlar olur ya, o tipte bir kitap imajı bıraktı bende Simyacı. Dünya çapında, ''ilk çıktığından beri 40 milyon satmış bir kitap nasıl olur da böyle amatörce yazılmış olabilir ki'' deyip durdum tüm kitap boyunca. Tabii hemen arkasından -kader yerine mektup denilmesini de düşünerek- ''22 yılda 40 milyon satmışsa yazarda bir sorun yoktur, olsa olsa çeviride bir sorun vardır'' tespitini yapıştırdım. Bu konuyu gerçekten araştıracağım. Özdemir İnce gibi bir takım insanların tabulaştırdığı biri bu kadar kötü çeviri yapmış olamaz herhalde...

Mevlanacılığın son yıllarda bu kadar çok popülerleşmesine katkı sağlayan kitaplardan olması, en kötü durumda bile zaten artı almasını sağlıyor benden. Bunun yanında Elif Şafak'ın Aşk'ı olsun, -okumayan yoktur herhalde- Richard Bach'ın Martı Jonathan Livingston'u olsun bu kitaptan daha iyiler. Sonuç olarak bu zamana kadar edindiğim ''bir kitap okudum hayatım değişti'' imajını hakeden bir kitap değil.

Sanırım ortaokul yıllarımda bu kadar çok elime geçmiş olmasının bir hikmeti varmış; o dönem okumam gerekliliği. Zira çok geç kalmışım. Bu yaşlarda okuyunca çok yavan geldi. Yine de aradan çıktığı için mutluyum :)
Devamını Oku

12 Aralık 2010 Pazar

OKUmaya Başlıyorum...


Kitap Değil OKUmaktır Esas Olan!!! yazısında, kitap ve okumak ilişkisine nasıl baktığımı söylemiştim. ''Her ne olursa olsun yine de, orda da değindiğim kadar az kitap bitirmiş olmamalıyım'' diyerekten Temmuz ayı itibariyle ufak çapta gaza geldim. Ve başladığım kitapları bitirme konusunda artık daha özenliyim.

Bu kararı verdikten sonra başladığım 6 kitabı da yine eski tarzıma göre okuyabildim, yani bitiremedim. Sonra baktım ki bu durumun ana sebeplerinden biri roman okumamammış. Hep araştırma ve yorum kitapları okuduğumdan, bildiğim bölümleri geçiyor ve böylelikle kitap bana göre bitse de nesnel bakışla bitmemiş oluyordu. Artık bitirmeye karar verdiğime göre ve ilk denemelerimde de başarız olunca aklıma -haliyle- roman okumak geldi. En azından bu geçiş dönemini yumuşatmak için. Hemen, birçok defa okumaya niyet edip vazgeçtiğim kitapları listeledim ve başladım bitirmeye.

Konuyu şuan açtığım için daha öncesine değinmeden, bundan sonra okuduklarımı değerlendirmeyi düşünüyorum. O sebeple Alamut: Fedailerin Kalesi, Alamut'a Dönüş: Güvercinin Gerdanlığı ve AŞK'ı pas geçiyorum şimdilik. Daha ilerde, yeniden kendi kitap okuma stilime dönersem yazacak bir şeyler kalsın hem :D

Kitap değerlendirmelerine başlamadan ufaktan bir ısınma satırgahı olsun istedim. Üzerine bir şeyler yazmaya değer kitap bitirirsem görüşürüz :)
Devamını Oku
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...