22 Mart 2012 Perşembe

Turtles Can Fly (2004) - Kaplumbağalar Da...


Bir filme şaheser demeyi istemeyeli bir hayli zaman olmuştu. Bu filmle beraber o fetreti atlatmış bulunuyorum. Lakin şaheser diyemiyorum. Elimi ayağımı tutan bir şeyler var. Tam olarak belirleyebilmiş değilim bu elimi ayağımı tutanları ama varlıklarını hissediyorum tüm zerrelerimle. Çok üzüyor varlıkları. Zira film gerçekten çok iyi.

İsminin derinliklerinde kaybolursanız izlemesi fena zevkli Lakposhtha Parvaz Mikonand'u. Uluslararası ismi Turtles Can Fly. Türkçe ismi de Kaplumbağalar Da Uçar. Filmden sonraki tepki sabit; El-Hak uçar! Gerçekten de uçuyormuş. Uçmazsa yaşayamıyormuş. Abartı değilmiş...

Savaş filmleri, yeri hep ayrı bir türdür sinemada. Sayısız örneğini izlemişizdir ve içlerinden mükemmel örnekler çıkmıştır. Hala da çıkmaya devam edecektir. Tür öyle bir ganimettir ki sinemacılar için, asla ardı arkası kesilmez bu madenin. O halkanın 2004 senesinin en güzel temsilcilerinden biri denilebilir kolaylıkla ilgili filmimize.

Filmin konusu, abd'nin Irak işgaline başlamadan bir süre öncesinde geçiyor. Kürtlerin yaşadığı bir kamptaki, çocukların başrolünde olduğu bir konu bu. Fena halde Lord of the Flies havası aldım sanırım bu yüzden. Çocuklar en az o filmdekiler kadar başarılı. En az bile az kalıyor sanki. Katmerli bir çokluk var aslında performanslar arasında. İzlerken çok yerde hayret etmeden edemedim! Özellikle çocuklar arasındaki daha küçük olanların performansları büyüleyici. Nasıl yapmışlar, çocuklara ne söylemişler de bu şekilde oynatmışlar, şaka gibi resmen! Filmdeki etkileyiciliği artıran en önemli etkenlerden biri kesinlikle bu masumlarım inanılmaz performansları.

Filme savaş karşıtı demek yetmez. Hatta savaş karşıtı bile denilmeyebilir esasında. Zira her ne kadar anlattığı mevzunun çıkış noktası savaş olsa da, anlattığı şey en üstte duruyor. Ve filme baktığınızda sadece anlattığı mevzuyu görüyorsunuz. Kaplumbağa metaforuna lütfen çok dikkat edin izlerken, lazım olacak! Hayatın insanlar için ne ifade ettiğine dair daha güzel bir sembol seçilebilir mi acaba? Hayır cevabı veriyorsunuz filmden sonra. Şans verin derim kendinize.

Bu tür filmlerin kıymetinin bilinmesi mutlu ediyor insanı. Uluslararası pek çok ödülü kapmış durumda. Gerçi Akademi yine boşgeçmiş güzelim filmi. Hani The Sea Inside'ye de saygımız vardır da göz var nizam var duygu var insanlık var değil mi pek muhterem Akademi. İnsan bari aday filan yapar ya Hu.

Daha müsait bir zamanda daha detaylı bir yazı yazmak üzere, bu güzelim filme emanet edelim sinemayı gerçekten ciddiye alanları!

8 / 10

3 yorum:

  1. Küçük bir aytıntı ama filmin Farsça adı Lakposhtha Ham Parvaz Mikonand. Oradaki ham Türkçe karşılığındaki da ifadesini veriyor.

    YanıtlaSil
  2. Melancholia yazısından beri blogu takip ediyorum. Tüm yazılar için teşekkür ederim ama nacizane bir isteğim var. O şekilde uzun ve incelemeye yakın yazılar bekliyorum. Mesela bu filmle ilgili, şu yazıdan da çıkardığım kadarıyla, güzel bir yazı çıkacak gibi duruyor. Zaten yazacağını da söylemişsin, bekliyorum diye vurgulayayım :) Çünkü filmi izledim ama söylediğin büyük manaları sezmeme rağmen yakalayamadım ne yazık ki.

    @huriye
    Farsça da mı var sizde :)

    YanıtlaSil
  3. Dün blogu gezerken farkettim yazıyı. Merak ettim, izleyeyim dedim. Çok iyiydi. Ben İran sinemasına fazla eğilmiyorum ama bu filmle beraber öyle bir fikir oluştu. En yakın zamanda izleyeyim şunları. Eğer şunun gibi 2-3 film çıksa bile yeter de artar :)

    Sağolasın film içi ;)

    YanıtlaSil

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...