30 Temmuz 2012 Pazartesi

Mad Max (1979) & Bronson (2008)


Mel Gibson'u, Mel Gibson yapan film desek yanlış demiş olmayız sanırım Mad Max'e. Kıyamet sonrası temalı ilk filmlerden de aynı zamanda. O yıllara göre enfes bir atmosfer yaratılmış durumda ve filmin benim açımdan en büyük başarısı da bu. Günümüzde bile tüm imkanlar el atında olmasına rağmen bu kadar aykırı atmosfer yaratılamıyor çoğu zaman. Kutluyoruz.

4. filmin çekilme meselesi artık iyice kabak tadı vermişti ki olay resmiyete bindi. O sebeple hem bir hatırlama olsun hem de geçmiş günleri yad edelim dedim, başladım izlemeye. Oldukça keyif aldım diyebilirim ama tabii o ilk izleyişte ki beğeni oluşmadı bu sefer.

Mel Gibson o zamanlar daha bir karizma gözükmüştü. Şimdi toy bir delikanlı ne kadar karizmatik olabilirse o kadar! Gerçekten çok toy be hafız :)

Vandalizm olayı ile pek çok sahnede Stanley Usta'nın A Clockwork Orange'sini hatırlamamak elde değil. Hatta bu sefer izlediğimde bir Milk Bar çattı gözüme. Mest oldum :)

Pek çok film gelebilir zihne esasında ve hepsi de fazlasıyla haklı çağrışımlar olur. Sırf bu özelliği sebebiyle bile saygın durumdadır kendileri. Ara ara seriye devam etmeyi düşünüyorum, demiş olayım.

Mad Max (1979) 5+ / 10




Bir üst üste binme durumu oldu bu sefer. Genelde yapmam bu tip şeyler ama kader diye de bir şey var tabii :) Neyden bahsediyorum? Mad Max'ten sonra yine aynı tondan bir film izledim bilmeyerek. Benzer veya bir öncekinin aynı tellerinden çalan filmleri hep aralıklı izleyen biri olarak çok memnun olmadım durumdan. Ama çok hoş bir filmle böyle bir kazayı yaşamış olmak da ayrı bir keyifti :)

Mad Max'te söylemiştim A Clockwork Orange durumunu. Bu filmde ise o durum coşuyor ve bir kopyaya dönüyor. Atıf, andırış filan gidiyor tamamen karbon kamerası geliyor yerine. A Clockwork Orange'yi sevmiyor olsam sorun yok ama seviyorum be arkadaş. O sebeple aynısı bile çekilse ne güzel bir tekrar deyip puanı dayarım :) Ve bu filme de aynı muameleyi yapacağım sanırım.

A Clockwork Orange ile aynı dedimse inanın. Tema, konsept, müzikler, sekans ruhu... neler neler. Birebir aynısı. Drive ile gönlüme sultan olan Nicolas Winding Refn'e pek yakıştıramadım bu özgünsüzlüğü ama dediğim gibi, esinlendiği film efsane, kızamıyoruz :)

Tom Hardy bambaşka oynamış. Hani severdim de bu kadar da sevmiyordum sanki. Çok üst düzey bir performans. The Dark Knight Rises izlemeyecek olsam pazartesi, Bane'ye hazırlanayım, demesem izlemeyeceğim Bronson'u ve kaçacak canım film. Siz kaçırmayın emi!

Sürrealisttir efendim film. Bayar beni derseniz uzak durun!

Bronson (2008) 7+ / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...