17 Şubat 2011 Perşembe

The Recipe / Doenjang (2010) - Film Tanıtımı


Bazı filmler vardır, senaryosuyla-oyunculuğuyla kendi duygusunu üretir. Bazı filmler de varlıklarını, varolan duyguya yaslanmaya veya atıf yapmaya borçludur. İlk sınıfa girenler -genelde- herkesin dilinde dolanan filmler olur. Yıllar boyu unutulmaz olurlar ve X Top, Y List vs gibi zeminlerde yaşamlarını sürdürürler. İkinci sınıfa girenlerse az sayıda insana ulaşırlar ve sadece onların dillerinde yaşarlar.

İfade etmeye çalıştığım ikinci sınıfın en büyük temsilcilerinden biri -günümüzde- Kore sineması. Çok da haklarını yemek istemem ama bu sinema için genel tanımlamam keçi boynuzudur. Bir damla bal için uzun uzadıya filmler... Tabii yanlış anlaşılmasın. Genel bakışımı aktarmak için bu şekilde tanımlıyorum, yoksa bazı filmler bir avuç bal da içerebiliyor. İşte o filmlerden biri The Recipe (Doenjang). Filmin Türkçe karşılığı, Tarif. İlk duyduğumda klasik aşçı filmlerindendir diye düşünmüştüm. Ama içimden bir ses de mutfağa hapsedilen filmlerden olmayacağını söylüyordu. O sesi dinledim ve başladım izlemeye.

Koreliler bu işi biliyorlar. Neredeyse tüm filmlerinin açılış bölümü gibi The Recipe'nin de ilk bölümü vurucu. Bu açılıştan sonra haliyle filme tam konsantre oluyorsunuz ve tipik Kore sineması vuruculuğuna sahip sonuna, sıkıcı gelişme bölümüne rağmen gelmeyi başarıyorsunuz.

Filmin karşılığı olan tarif, zahirde çok lezzetli bir yahninin tarifi... Ama tabii ki Asya naifliğini göz önünde bulundurunca, olayın yemekle sınırlı kalmayacağını tahmin etmek hiç de zor olmuyor. Dediğim gibi, film teknik açıdan ne kadar doyurur bilmiyorum ama sırf verdiği duygu bile izlemek için fazlasıyla yeterli. Özellikle son kısım için bile izlenebilir.

Film sıkıntısı çekiyorsanız, Hollywood'un tekelliğine karşı içinizde yükselen isyan dalgasına az da olsa omuz vermek isterseniz güzel bir alternatif olabilir The Recipe. Tüm Asya filmleri gibi beklentisiz izlemenizi hatırlatarak, huzurdan kaçayım.

6 / 10

3 yorum:

  1. Filmi burada görüp izlemiştim. Yazıda da dendiği gibi pişman olmadım. Eline sağlık.

    Cevap vermek bana düştü sanırım (:

    @Halil
    Filmin konusu, idama infazı gerçekleştirilecek bir mahkumun son isteği olan bir yemeğin peşinden gitme serüveni. Bence konusundan ziyade, filmin bazı bölümleri için izlenmeli. Ben de tavsiye ederim. Çok etkilendiği hatırlıyorum.

    YanıtlaSil
  2. Ne değişik bi filmdi. İzlerken epey dinlendim:)

    YanıtlaSil

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...