12 Ağustos 2012 Pazar

Mad Max 2: The Road Warrior (1981) & Scent of a Woman (1992)


Mad Max serisinin genel görüşe göre en iyi filmi. Gerçi ben ilk filmi daha derli toplu bulurum ama bu biraz daha film gibi. İlkinin hem gelişimi hem de karakter kıtlığı olayı biraz ortada bırakıyor. Mesela bu filmde ilkindeki gibi bir kötü adamımız yok. Belki daha psikopat bu seferki kötü adam(lar) ama ilk filmdeki gerilimi yaşatmıyor(lar).

Yaratılan dünya yine hayran bırakıyor kendine. Ki ilk filmdeki dünya hepten coşmuştur bu sefer. Daha kıyamet sonrası, daha bir karanlık, daha daha tartılamaz bir zaman. Petrol savaşlarının iyice ayyuka çıkması, filmin üzerinde yürüdüğü yegane mevzu. Bu açıdan biraz saygınlık kazanıyor ama bunun yanına koyamadığı yan hikayelerle üst bir film olma şansını kaçırıyor Mad Max 2.

İlk izlediğimde Su Dünyası'nı henüz izlememiştim. Bu sefer izlerken iyice fark ettim ki Su Dünyası, kesinlikle remake tadında olmuş bu filme.

Serinin en iyi filmi görüşüne katılıyor buluyorum kendimi sonuç olarak. Birkaç sahnesi birkaç farklı temanın enleri listesine girebilir. Sıkılmadan izlenecek bir film isteyenlere önerilebilir.

Mad Max 2: The Road Warrior (1981) 6 / 10




Bu filmi hemen kategorileştirelim; başrol oyuncusunun performansıyla farklı algılanan filmlerden! Hepimizin malumu, Al Pacino çok yetenekli bir aktör. Lakin bu filmde gerçekten büyük oynamış. Daha önceden çok kerelere izlemeye yeltensem de 1974 yapımlı Profumo di donna'yı izlemediğimden, ki kendileri bu filmin aslıdır, bu filmi izlemeyi düşünmüyordum. Ama filmsiz bir anda elde olan en izlenebilir filmlerden biri bu olunca, yapacak bir şey kalmadı ve izledik gitti.

Film üzerine konuşulur, hatta konuşulmalı da. Zira bir Amerikan toplum filmi değil Scent of a Woman. Daha Ortodoks bir fikrin temsilcisi hüviyetinde. Buradan gitmeyelim, konuşmama ihtimali azalabilir :) Ama Al Pacino resmen başka oynamış cidden. Kör karakter rolleri zaten büyüleyicidir başarıldığında ama bu kadar konsantre olunmuşunu hatırlamıyorum sanırım. Bazı sahneler var ki 4-5 dakika sürüyorlar ve devamlı takipte olmama rağmen, bir an olsun kör bakışından taviz vermedi eleman. Çok büyük başarı. Helal olsun!

Filmin sonunda Ruth karakteriyle Six Feet Under'dan hayran olduğum Frances Conroy'u gördüm ki, kaymağı oldu filmin.

Ferrari sahnesi, tango sekansı, John Daniels repliği gibi izlenmesini farz kılan artıların yanına final sahnesinin coşkunluğunu ekliyorum ve ortaya izleyin diyebileceğim bir film çıktığını kolaylıkla söyleyebiliyorum. İzleyiniz :)

Scent of a Woman (1992) 6 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...