27 Aralık 2010 Pazartesi

Percy Jackson & the Olympians: The Lightning Thief (2010)


Duymayan kalmış mıdır bilmiyorum ama öncelikle Percy Jackson kimdir onu söylemek lazım sanırım. Percy Jackson, Rick Riordon'un son yıllarda best sellera abone olmasını sağlamış kitaplarının has kahramanı. Hatta seri 5 kitaptaydı en son, o derece satan bir kardeşimiz bu Percy. Bu film de bu serinin ilk kitabından uyarlanma. Devamının geleceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Çok satan çocuk serilerin akla ilk gelen uyarlamacısı Chris Columbus yönetmiş bu filmi de, Harry Potter gibi. Zaten film neredeyse Harry Potter'dan farksız. Tek farkı kurgusunun, günümüzün moda konularından olan mitoloji üzerinde yükseliyor olması. Öyle kalem-kağıt, fizik-kimya, sihir-büyüyle değil de direkt doğumla kazanılan güçler işliyor bunda. Bildiğin yarı tanrılık müessesesi. Bu haliyle filme, Harry Potter'in mitolojik hali dense yanlış olmaz.

Harry Potter serisinde kendimi pek bulamadım ben ama bu film bir hayli sardı. Öyle mitolojinin süper uyarlanmış olması vesaire sebep olmadı tabii buna. Çok komik film. Ya da değilse bile Türkçe dublajını komik yapmışlar. Dublajdan film sevilir mi demeyin, insanın başına gelince her şey oluyor :) Sayılı saygın dublajlılara yazdım bu filmi.

Bu yıl vizyona giren Clash Of Titans'la neredeyse aynı konu ve karakterlere sahip film. İkisi de Perseus'un hikayesini anlatıyor ama neredeyse ortak noktaları yok. Percy Jackson'u nasıl çekmişlerse, film kolejlerde geçen filmlerden daha çok gençlik filmi olmuş. Başkarakter zaten 12 yaşında.

Percy'i oynayan eleman son yıllarda dikkat çeken oyunculardan. The Number 23, 3:10 to Yuma ve Gamer gibi şimdiden pek çok kalburüstü filmde yer bulan Logan Lerman, 12 yaşındaki karakteri 18 yaşındaki biri ne kadar iyi oynayabilirse, o kadar oynamış. Benden geçer not aldı. Film boyunca esas kızımızı bir yerden tanıyorum deyip durdum ama bir türlü aklıma gelmedi. Filmin son sahnelerinde birden şimşek çaktı ve White Collar'daki güzel yengemiz olduğunu hatırladım. Oradaki rolüyle buradaki rolü gerçekten bambaşka ama. Kolay kolay hatırlayamamakta haklıyım sanırım. Verilen yaş farkı algısının başarısını ispatlıyor bu da.

Bu arada kapitalizmin neden bu kadar başarılı olduğunu filmde bir kere daha görüyoruz. Film mitoloji filmi ama Toyota'dan, Iphone'den tutun Converse'ye kadar çok başarılı yedirilmiş reklamlar var. O kadar hikayenin içine yedirilmiş ki bu ürünler, hikayenin olmazsa olmazları olmuşlar.

Biraz vurduk gibi filme ama ben gerçekten eğlendim. Fantezi kurgusundan öteye komedi filmi nazarıyla değerlendirdiğimi de hatırlatayım. Hemeros'la Hesoidos ne derler bilmiyorum ama, mitolojiyi günümüz çocuk jenerasyonuna güzelce aktarmışlar gibi geldi. Dahasını üniversitede öğrensinler artık ne yapalım. Gerçi pek de gerek kalmayacak. Sinemadaki yükselen dalga mitoloji ne de olsa. Okumayan, onun yerine kolaycılığa kaçan günümüz gençliği yaşadı!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...