30 Ocak 2012 Pazartesi

25th Hour (2002) - Farklı Bakışlar Önemlidir, Değişimler Daha Da...


11 Eylül sonrasına dair çok güzel bir panorama olmuş 25th Hour. Hem de çok az bir süre sonra çekilmesine rağmen. Halihazırda 11 yıl geçti bu olaydan sonra ama hala bu kadar etkili bir şekilde algılara hücum eden çok az gözlemsel film izledik. Sıra dışı olarak değerlendirilebilecek bir film olmasını da bu gözlemselliğine ekleyince ortaya hepten elle tutulur ve sonra da elden bırakılmaz bir film çıkmış. Ben oldukça beğendim.

Film en baştan en sona kadar etkileyici sahneler, diyaloglar ve aslında daha çok da monologlar ile dolu. Özellikle ayna karşısındaki -giriş diye nitelendirebileceğimiz- monologla soldan dönüş mesafesi kadar uzaklıktaki -babamızın- monoloğu oldukça etkili. Belki de filmin imza sahneleri. Bu iki uzun monolog için izlenmeli bu film.

Edward Norton her zamanki gibi. Belki üzerinde hala Fight Club ve American History X etkileri varken çekildiği için bu film, o filmlerden bir şeyler de sirayet etmiş olabilir performansına. Olabilir demem tamamen öylesine. Yoksa izleyen hemen hemen herkes bu iki filme dair çokça şey bulabilir bu filmde. Anımsamayanı döverler :)

Uyarlanan romandan bihaberim ama David Benioff, yeri ayrı senaristlerdendir. Birbirinden farklı gibi gelen ama hepsi de bir hayli başarılı olan pek çok senaryoya imza atmış bir abimizdir. Mesela en basiti, bu filmi yazmış birinin aynı zamanda The Kite Runner'ı yazmış olması çok garip. Sonra Troy meselesi var ki, gerçekten eşleyemiyorum zihnimde bu filmleri. Game of Thrones'i saymayalım bari :)

Romanı bilmiyorum dedim ama asıl sebebi şuydu bunu dememin. Filmimizin yönetmeni Spike Lee, senaryoyla resmen dans etmiş. Görüntü yönetmenine de selam edelim ama o aynı sahneyi/görüntüyü farklı açılardan defalarca hem de tüm film boyunca göstermesi nasıl bir ahenktir ya. Eğer o atraksiyon olmasa film eksik olurdu. Hem nasıl eksik!

Ve son olarak filmin enfes müzikleri... Terence Blanchard deli etti gece gece. 11 Eylül üzerine çekildiği her tarafından belli olan bu filmde, ilgili mevzu sebebiyle dışlanmış her kesimi anımsatan ritimleri bu kadar iyi bestelemek takdire değil her bir şeye şayan sanırım. Filmden fazla sevmiş olabilirim müzikleri. Çok iyilerdi.

İzlediğiniz bazı filmleri sevmeme nedeniniz "eee yani ne oldu ki bu filmde şimdi" gibi tepkiler oluyorsa bu filmden uzak durunuz. Aksi takdirde gayri kalmayınız efendim.

7 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...