31 Ocak 2012 Salı

Ben-Hur (1959) - O Bir İbn-i Hur :)


Neresinden başlanır bu tür filmlere bilmem. O kadar saygın ve de o kadar etkililer ki... Anlattığı hikayesinden bağımsız değerlendirdiğimiz, yapılan teknik hatalara rağmen dönemine göre enfes bir yapımdır. Atlı araba yarışı sahnesi halen referans oluşturur. O sahneyi anmadan teknik açıdan söylenenler kesinlikle eksik olacaktır. Avatar'ları ve bilumum efekt delisi filmleri övmeden önce besmele niyetine bu filme saygıları sunmak lazım.

Hikayesi bağlamında ise birçok filmi anımsatır Ben-Hur. Öncelikle Gladiator ve Braveheart türü filmlerin atası olduğunu söylemeliyim. Bu iki çok güzel film, neredeyse copy-pastedir Ben-Hur'dan. Hatta alt kümesidirler demek doğru olacaktır. Zira film 222 dakika. Ve bu 222 dakika asla tekrarlarla, gereksiz sahnelerle doldurulmamış. Çeşitli kaynaklara göre 20.000'den fazla figüran kullanıldığı söyleniyor filmde. Kesinlikle abartı değil bu rakam. Belki daha fazla bile olabilir. Dönem filmi diyorsak Ben-Hur'un yeri gerçekten ayrı. İlla kıyaslayacaksak bazı filmlerle, bu filmler olsa olsa aralarında Intolerance: Love's Struggle Throughout the Ages, Cleopatra, The Ten Commandments gibi filmlerin olduğu efsane filmler olabilir. İlgili dönemleri yansıtmakta birebirdir bu filmler.

Film aslında o kadar da eski değil ama eskiliğini şöyle ifade edelim. Metro-Goldwyn-Mayer'in aslanı vardır ya hani filmlerden önce çıkan. İşte o aslanın kükremediği yılların mahsulü bu film. Ama buna rağmen ilk izlediğimde, ki sanırım 1998 yılıydı, "bana kimse bu film eski filan demesin abi, değil 1950'ler, 2050'ler deseniz inanmam" demiştim çocuk aklımla :) Şimdi güzel bir BluRay tekrarı yapınca, çocuktan al haberi deyiminin ne kadar da yerinde bir deyim olduğunu bir kere daha fark ettim :)

Filmin müzikleri de enfestir. Manowar'ın bazı konserlerinden önce, filmin soundtrackinde yer alan Preludeu çalınırdı intro olarak. Ve daha pek çok yerde de duyarız ilgili parçaları. Soundtrack albümü çok sağlamdır. Top listelerime almama ihtimalim yoktur, o derece.

Açık Hristiyanlık propagandasına rağmen hem baş kötüler olan Romalıları, hem Yahudileri hem de Arapları o kadar da kötü göstermemesi gariptir Ben-Hur'un. Oryantalist bakış açısının yeniden gündeme getirilmeye çalışıldığı dönemlerin mahsulü olan bir romandan uyarlandığı için gayet normal bu durum. Evet film bir roman uyarlaması. Aynı zamanda 2. Abdülhamid zamanında bir dönem Osmanlı Devleti elçiliği görevini de yapan Lewis Wallace'nin yazdığı romandan uyarlanmıştır film. Okumak nasip olmadı ama bu filmin üzerine okumayı hiç düşünmemiştim bugüne kadar. Sanırım hala düşünmüyorum. Film o kadar başarılı. Ucundan yazı yazan biri olarak böyle bir şey düşünmek bile kötü hissettiriyorken, bunu dillendirmek nasıl bir yüzsüzlüktür tam olarak algılayamıyorum. Ama durum budur :)

Aslında değinilecek çok şey var. Oyuncuların hepsi ayrı ayrı değerlendirilmeli. Ama belki başka zaman. Ben filmin aspect ratiosuna dikkat çekip bu başlığı nihayete erdireyim şimdilik. Filmin AR'si 2.76:1. Her ne kadar sinema tarihinin en geniş AR'si değilse de, bu tür geniş çekilmiş filmleri izlemek muazzam keyifli oluyor. Keşke günümüzde de 1.77:1'lik AR'leri biraz daha 2.35:1'in üzerine çekseler. An azından sağlam yönetmenlerden bazılarından gelse böyle filmler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...