28 Mart 2012 Çarşamba

İlk Kerbela Romanı; Aşkın Şehidi - Ahmet Turgut


Aslında yorum yazmak istemiyordum bu kitaba. O kadar ağır ki üzerinde durduğu konu, ne yazsam ne söylesem olmayacak. Ama bundan böyle, en azından okunmak istenen kitapla ilgili sadece kitabı pazarlamak amacıyla yazılmış, kitapla ilgisi olmayan 3-4 satırdan ziyade kitabı okuyan birinin dilinden yazılmış bir şeyler okumak isteyenler olur diyerekten, okuduğum kitaplara az da olsa bir şeyler yazacağım. Bu misyona Aşkın Şehidi ile besmele çekmiş olalım :)

Her din, her inanç, her ideoloji; hasılı bir fikrin meydana getirdiği her kurum veya kuruluş zamanla bölünecektir. Bu sünnetullahtır zannımca. Olmaması düşünülemez. Az biraz bile olmamasının düşünülebilme ihtimali olsaydı, garanti veririm, İslam dünyası halihazırda bin bir parça haline gelmezdi. Filistin'de masum bebekler katledilirken hemen yanında bulunan, başta Mısır olmak üzere diğer İslam(!) ülkeleri bunu dramatik bir tiyatroymuşçasına izleyip, arada sırada 2-3 ah vah edip kendilerini psikolojik olarak bu mezalimden soyutlamayı başarmazlardı! Türlü örnekler verilebilir buna ama kitabın konusundan fazla uzaklaşmayalım.

Kitap, yukarıda da değindiğim üzere, İslam dünyasının bölünmesinin vücut bulma anlarından en önemlisi olan Kerbela hadisesinin üzerine kurulmuş durumda. Kerbela; öncelikle babasının, sonralıkla da abisinin hakkının yendiğini düşünen Hz. Hüseyin'in Hakk mücadelesidir. İslam gibi, doğru yolda olmanın yegane koşulunun kibirden uzak olmak, dünyaya tamah etmemek, makam sevgisine hiçbir şekilde yakın olmamak gibi eylemlere bağlı olan bir dinin, tebliğcisinin vefatından daha 100 yıl bile geçmeden bu tip davranışların neredeyse hepsinin yönetimine musallat olmasına verilmiş bir mücadeledir. Her ne kadar günümüzde Şia ve Sünni olarak bölünmemizi sağlamış olsa da bu acı olay, esasında Hakkın zail olmasının tarihe geçmiş tartışmasız bir temsilidir.

Kitabın en ele avuca gelen kısmı da, bu yürek dağlayan olayı anlatması. Ne yazık ki bu olay hepimizin dilinde ama tarihi bir vakıa olarak Kerbela'yı bilmeyenlerin oranı had safhada. Bu açıdan, tarihi bir anlatıma sahip olması kitabı saygın bir konuma getiriyor. Gerçi ben bu tür romanları asla okuyamam. Romanlarında kurgu ihtiyacı hissettiklerinden tarihi olayları istedikleri gibi eğip büken yazarlar tam anlamıyla midemi kaldırıyorlar. Lakin Ahmet Turgut böyle bir yola başvurmamış. Ve sırf bu sebeple, beklediğimden de yukarıda bir yazım performansı görmemle birleştirdiğimden olsa gerek, kitabı da Ahmet Turgut'u da bir hayli sevdim.

Ahmet Turgut, öyle pek bilinen birisi değil yazım dünyasında. Zaten ilk kitabı olan Bozkırın Sırrı Türk Peygamber de 2010 yılında yazılmış. Ama abinin ismini Kurtlar Vadisi başta olmak üzere Pana Film çıkışlı birkaç yapımdan hatırlıyorum. Ama ne yalan söyleyeyim, sırf o diziler içerisinde bulunan biri olduğundan az biraz popülist, az biraz biraz eli kalem tutunca roman yazan birisi olarak algılamıştım. Değilmiş efendim. Abi romanı yazmış ama asıl önemli olan yazmış olması değil. Yazdığı konuya oldukça hakim olması fena halde takdir edilesi. Sadece Kerbela'ya hakim olması da değil mevzu. Büyük resme, tam olarak göremese de (kim görmüş ki zaten), bakmaya gayretli olması. Hatta bu gayretinde de büyük oranda gösterdiği başarı, hem çalışmayı hem de abiyi ayrı bir yere oturtuyor.

Kitap öyle muhteşem yazılmış bir yazın değil. Hani okurken tasvirlerine deli olacağınız, kurgusuna bayılacağınız bir çalışma değil. Abinin kalemi, araştırmasının kesinlikle arkasında kalmış. Ama alıntıları olsun, yaptığı alıntıları farklı dönem ve olaylarla güzelce harmanlaması olsun, güzelden ziyade etkileyici.

Aslında derine inilir ama kısa yazacağım diye başladığımdan uzatmaya gerek duymuyorum. Son söz olarak 470 sayfa olmasına rağmen keyifli bir okuma oldu benim açımdan. Bunu abartmadan söyleyebilirim. Özellikle Kerbela konusunda bilgisine güvenmeyenler varsa, gönül rahatlığıyla okuyabilirler. Naçizane değerlendirecek olursam, Kerbela mevzusunu aktarırken herhangi ciddi bir bilgi hatası yapılmamış.

4 yorum:

  1. bir kaç arkadaşım kitabı okumak için istedi ama içlerinden okumayı çok seven birisi tamamen okudu, diğerleri kitabı bitiremedi. ağır olduğundan şikayet ettiler. Evet dili anlatımı daha sürükleyici olabilirdi. çünkü konu tarihin derinliği içerisinde can alıcı bir noktada duruyor.

    YanıtlaSil
  2. Ben kitaptan habersizdim. Dün okudum yazıyı, Kerbela deyince merak ettim. Dediğin gibi sadece acı bir olay olduğunu biliyordum ama içeriği nedir hiç bilmiyordum. Bugün aldım. 70 sayfa okudum. Şuan için mükemmel diyebilirim. Söylediğin eleştirilere katılmakla beraber, bir Türkçe öğretmeni olarak, genek ortalamadan çok yukarıda bir kitap olduğunu da belirtmem lazım. Kitabı okumama vesile olduğun için ayrıca teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Bitti. Ben çok beğendim. Dediğin gibi araştırma olayı çok belirgin. Benim de dikkatimi çekmeyi başardı yazar. Diğer kitabını okumayı düşünüyorum.

    YanıtlaSil
  4. çokgüzel kitap ben arasıra okuyorum çokgüzel yazmışınız

    YanıtlaSil

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...