4 Nisan 2012 Çarşamba

A Dangerous Method (2011) - Tehlikeli İlişki


Geçen senenin en beklediğim filmiydi A Dangerous Method. Hem yönetmenin ismi hem de oyuncuların ismi etkiliydi bunda. Ama tabii ki en önemli sebep, psikanaliz üzerine bir film olacak olmasıydı. Bu vakıanın(!) en ünlü temsilcilerinden olan Otto Gross, Carl Jung, Sabina Spielrein ve hele de Sigmund Freud gibi isimleri aynı anda bünyesinde barındıracak olması, anlatılması zor bir heyecan katmıştı bünyeye. Haliyle, projenin ilk duyulduğu andan itibaren, bekleme moduna gönüllü bir esaret başlamıştı.

David Cronenberg'i az biraz tanıyan hemen herkes bilir ki, bu abimizin filmlerinin yegane ortak noktası, derin hatta depderin olmalarıdır. Pek çok filmindeki bu derinliğin en önemli yapı taşlarından biri ise, bu filminde de karakterlerden biri olan, Freud'dur. Sanıyorum ki bu etkileşim gözlemi su götürmez boyutta. Hal böyle olunca, hele de psikanaliz üzerine olduğundan, filmin çok uçlarda ve anlaşılmazlığın zirvelerinde gezinen bir yapım olmasını bekliyorsunuz. Diğer David Cronenberg filmleri gibi sahne çözümlemelerinin bini bir para olacak diye umut ediyorsunuz. Filmin genel bir göndermeye sahip olmasını arzuluyorsunuz. Yapımdaki olası durgunluğun, perde arkasındaki inanılmaz akışkanlıkla, piston misali -slalomlarla- ağır ama karşı konulamaz boyutlardaki devinimlere erişeceğini düşünüyorsunuz. Hasılı düz bir film izlemeyeceğinizden neredeyse eminsiniz.

-İzlediğim- diğer tüm Cronenberg filmleri gibi yüzeysel hareketlilik beklentisizliğimle başladım filme. Lakin bu beklentisizliğin hemen yanında bulunan diğer beklentilerimi görme arzusu dayanılmaz boyutlara ulaştı bir süre sonra. Zira hiçbir beklentiye cevap alamadığımı fark ettim. Derin analizlere, karakter çözümlemelerine hazır bir fokuslanmayla başlamışken, klasik bir biyografik film buldum karşımda. Muazzam yansıtılmış 20. yy başları, gözünüzü alan parıltılara sahip İsviçre-Avusturya-Amerika tasvirleri, genel ortalamasının çok yukarılarda dolaştığı oyunculukları derken; neyle karşı karşıya olduğumu sonunda kabullenmem gerekti. Beklediğim gibi bir film değildi Tehlikeli İlişki.

A Dangerous Method, saydığım tüm özellikleriyle ana akım sinemanın elitist filmlerinden biri olmaya gayret etmiş ve bunda da başarılı olmuş bir filmdir gözümde. Bu gayreti son dönem orijinal yönetmenlerin sanırım hepsinde gözlemledik. Zaten son bir iki filminde de bu eğilim seziliyordu Cronenberg'de ama konduramamıştım. Artık bu filmle tamamen belli oldu ki, Cronenberg de halka arz olmuş durumda. Kolayca anlaşılacak filmlerini de merakla beklemekteyim bundan böyle ama o anlaşılmazlığını daha sıkı muhafaza etmesi tercihimdi.


Film, gerçek manada bir biyografik yapım hükmünde. Freud abimizin o efsaneleşmiş teorilerinin karakterler üzerindeki -elle tutulur- göndermeleri, değil mumla, güneşle dahi aransa bulunamaz durumda. Bu tür derinlikler yerine klasik senaryo cambazlıklarıyla sarmalanmış güzel bir prodüksiyon konmuş ortaya. Psikanaliz ustalarının hayatlarına ve birbirleriyle olan ilişkilerinin perde arkasına dair yazılabilecek en güçlü senaryolardan biriyle karşı karşıyayız. Dediğim gibi beklediğim böyle bir şey değildi ama bu hali de olmuş.

Oyuncuların isimleri zaten yetiyordu ama performansları da isimlerinin arkasında kalmamış. Keira Knightley biraz ağdalı oynamış ama bu durumun kendisinden mi canlandırdığı karakterden mi kaynaklandığını tam olarak ayrımsayamadım. Ama bir göze batma var ve rahatsızlık veriyor yer yer. Hepimizin Aragorn'u Viggo Mortensen her zamanki gibi. Oynuyor abi... Az biraz gözükmesine rağmen filmin en büyük kozlarından biri de Vincent Cassel. Öyle etkili oynamış ki, gözüktüğü birkaç dakikalık kısımda bile karakteri başarıyla iletmiş izleyiciye. Ama filmin yıldızı kesinlikle Michael Fassbender. Son dönemlerde en beğendiğim aktör oluyor kendileri. Gerçekten çok farklı ve yukarıdan oynuyor abi. Bu gidişle tehlikeli yerlere gider, söylemiş olalım. Sakin olsun biraz :)

Sonuç olarak izlenesi bir yapım A Dangerous Method. Uçan kaçan filmlerden hoşlananlar kesinlikle izlemesinler bu arada :)

7 / 10

2 yorum:

  1. Ben de sevdim filmi. Parıltı dediğin şey fazlasıyla var bu filmde de.

    YanıtlaSil
  2. Fassbender baska bi filmde gordugunuzde "aaa bu o muymus" diyebileceginiz oyunculardan. o yuzden ben de begeniyorum.

    YanıtlaSil

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...