10 Ekim 2012 Çarşamba

Yeelen (1987) & The River (1951)


İsmini sıklıkla duyduğum Afrikalı yönetmenlerden Souleymane Cisse'nin izlediğim ilk filmi Brightness. Film de ismi gibi tamamen bir Işık güzellemesi. Bu kadar büyüleyici bir şey olduğunu hiç sanmazdım. Hani yokluk filan diyoruz ya bazı filmleri överken, bu filmde bunun kralı var.

Film tam anlamıyla güzel bir fantastik örnek. Dini inanışların reelize edilmesi, fantastik öğelerin sırıtmadan anlatım aracı haline getirilmesi vs filmi fazlasıyla dikkat çekici yapıyor. Anlatım derli-toplu. Sırf bu açıdan bile alkışı hak ediyor.

Afrika doğasının belgeselvari görüntüleri bile yeter aslında. Kamera kullanımını beğendim. Sahne seçimlerinin karşılaşmalardaki şahsiyeti de gözden kaçmamalı. Anlatıma hep destek veren unsurlar olmuş bunlar.

Mali sineması için gurur kaynağı denilebilir film için. Şu filmin ışıltısına sahip kaç filmimiz var diye bir düşündüm, pek de gelmedi aklıma. Bunları izleyip, daha mantıklı esinlenişler yapabilir bizimkiler. Hollywood sentetizminden ziyade böyle spüral takılanlar her zaman yeğdir. Harbiden aferin Süleyman abiye.

Farklı bir şey izlemek isteyenlere öneririm. Hatta istemeyenler bile bakabilirler :)

Yeelen (1987) 6+ / 10




Adını duyardım ara ara bu filmin ama hiç izleme isteği oluşmamıştı. Hindistan sinemasının klasik bir örneği zannımdan kaynaklanıyordu bu durum ama en sonunda aradan çıkarayım dedim. O da nesi sayın seyirciler, film bayağı bayağı filmmiş. Gram Bollywood değil hatta. Aksine tam anlamıyla 50'li yılların harbici örneklerinden bir tanesi. Lakin tek Bollywood kısmı, filmin Amerika Birleşik Devletleri'nin herhangi bir eyaleti yerine Hindistan'da geçmesi. Ki zaten filmin yönetmeni de Jean Renoir usta. Neden üstüne basa basa İndian diyorlar bu filme, anlamadım! Evet, sadece böyle bir fark var ve sadece bu fark filmi Hindistan filmi yapıyor. Ne hazin bir durum. Sanatın çizgilerinin böyle soyut şeylerle belirlenmesi vs vs.

Bayağı bayağı film dedim ama harbiden öyle. Üzerine bir hayli konuşulası yapımlardan The River. Ama Türk izleyicisi açısından tam bir kayıp hazine durumunda. İzleyen 3 kişi tanıyorsanız mucize ile karşı karşıyasınız demektir!

Ben anlatımına vs hayran kaldım. Böyle bir şey beklemediğimden kaynaklanıyor da olabilir ama düşünüyorum da, filmin o üst düzey akranlarının yanında hiç geride kalmadığı algıma ispat olacak şeyler buluyorum devamlı. Hak ediyor hasılı...

Ben fazlasıyla sevdim. Sinemayı gerçekten sevenler baksınlar derim. Hadi arkadaşlar izleyin bu filmi :D

The River (1951) 7 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...