27 Şubat 2012 Pazartesi

Tinker Tailor Soldier Spy (2011) | Köstebek...


Öncelikle söyleyeyim, yazı kısa olacak. Zira kitabı okumaya karar verdim. Yani tamamen karar verdim. Artık kaçarı yok, kesinlikle okumam lazım. Diziyle birlikte hikayeye dair ufak ufak detaylar belirmişti zihnimde. Filmle beraber iyiden iyiye saplantıya evrilmeye başladı bu detaylar. Hasılı kitabı okumanın zamanı geldi; şöyle en iç detayına kadar karakterleri yudumlamanın, hikayenin nasıl gelişip nerelere nasıl gittiğini adım adım gözlemlemenin... Asıl yazıyı da o zamana erteledim. Ama ondan önce ufak bir başlık olsun istedim.

Filmi, John le Carre'nin romanından uyarlanmış 1979 yapımlı dizinin sinemaya uyarlanması şeklinde bekliyordum. Yapısı itibariyle film halinde perdeye yansıtılmasının çok zor olacağı yönünden bir algım vardı romanla ilgili. Bir taraftan da kadronun ihtişamıyla bu beklentimin zıttı bir tabloyla karşılaşacağımı umuyordum. Nitekim öyle de oldu. Büyük büyük laflar söylemenin gereği yok. Yapıtımsı diyelim filme. Ama bu kadarla yetinilmesi oldukça zor. Son zamanlarda izlediğim açık ara en iyi casus filmi diyebilirim kolaylıkla. Bir dipnot; bu aralar izlediğim bir başka süperimsi casus filmi de yine John le Carre'nin yazdığı romandan uyarlanmış 1965 yapımlı The Spy Who Came in from the Cold idi. Yabancıya gitmedi yani rekor :)

Hikayenin yapısı gereği filme uyarlamanın zor olacağını tahmin ediyordum. Üstüne bir de izleyenlerden gelen eleştiriler olumsuz kutupta yoğunlaşınca iyice beklentileri düşürmüştüm. Şu filmi izleyip de beğenmemek için hikaye avcılığı yapmak lazım. Tek sebep bu olabilir beğenmemek için. Zira çok etkili bir anlatım var filmde. 1979'daki dizisini bile ezen senaryosuna mı değineyim, oluşturulan atmosferin başarısına mı değineyim bilemiyorum. Yine de boxoffice filmlerinden hoşlanıyorsanız bu dediklerimi ciddiye almayabilirsiniz :)

George Smiley, çok ayrı bir karakter. Bu filmle beraber artık iyice belirginleşti bu. 3 farklı aktörden izledim kendisini şimdiye kadar. Karakterde bir bereket var sanki. Canlandıran aktörlerin hepsi de çok iyiydiler. Hatta şuan ki algım şu yönde. Kim oynasa iyi oynar bu karakteri. Halbuki çok zor bir karakter olduğu her açıdan besbelli. Garip bir durum var ortada. Lütfen tez filan yazılsın bu durumla ilgili. Dikkate değer :)

Şunu da ekleyeyim, sonra romana doğru koyulalım yola. Filmin en başarılı noktası kesinlikle senaryosu. Bu tamam. Ama rejisi, oyuncuları ve müzikleri de çok güzel. Bir casus filmine gidebilecek en güzel soundtracklerden birine şahit oluyoruz film boyunca. Kritik sahnelerdeki zirveye çıkan tempo, müzikle bütünleşmiş. Ne zamandır yakalayamadığım o heyecanı en az 2 sahnede fazlasıyla yaşattığı için bile filme+müziklere ne desem az.

8 / 10

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...