11 Temmuz 2012 Çarşamba
Waking Life (2001) - Hayata Mı Uyansak Ki
Bu sabah her zamankinden biraz daha farklı uyandım. Etkisinde kalınan rüyalardan birinin ertesinde uyandığım tüm sabahlardan pek de farkı yoktu esasında.
Survivor temelliydi rüyam. Yeni bir bilgisayar oyununa bizzat isteyerek girmiştim ve sanal bir gerçeklik oluşmuştu gündelik hayat sahnemde. Rüya bir hayli uzun, girmeyelim şimdilik ama sonuç itibariyle peşimdeki cyborgları alt ettim demiş olayım. Hele bir tanesi vardı ki, bırakın alt etmeyi, kendisinden kaçmak bile büyük başarı :)
İşte böyle uyandım bu sabah. Uyandıktan sonra gitmedi etkisi bir türlü. Ben de uzun zamandır ertelediğim bir filmi anımsadım bu mevzudan sonra. Rüya ile ilgili bir film olduğunu bildiğim; Waking Life. Gerçi benim rüyamla hiç alakası yok ama sonuç itibariyle rüya meselesine dair olması fazlasıyla yetti izlenmesi için.
Hayatı mana kökleriyle birlikte kavrama yolunda adımlar atma azminde biri olarak rüya denilen 'şey', her daim ilgi çeperimdedir. Bugüne kadar tüm filozof ve düşünürlerin de istisnasız üzerinde durdukları şeylerdendir. Nasıl olmasın ki, gerçek desen değil, gerçek değil desen değil. Arada derede olmanın vücut bulmuş hallerinden biri olarak karşımızda her an arz-ı endam eyliyor bu bıdık. Üzerine söz söylemeyen düşünür veya edebiyatçı bulursanız haber ediniz. O kadar da popülerdir.
Inception ile sinemada da kendini var kabul ettirdi diyebiliriz rüyaya. Ama bu tabii ki yanlış ve bir o kadar da vahim bir gözlem. Inception mükemmele yakın bir film olmasına rağmen, en büyük artısı kurgusu idi. Ama rüya meselesinin sinemada ele alınması açısından bırakın ilki, ilklerden biri bile değil. Sevenlerin büyük kısmı bu şekilde biliyor ne yazık ki. Tamamen aynı olaylar üzerinde duran pek çok film veya yapım var. En basitinden Satoshi Kon'un Paprika'sını izlerseniz durumun ne gibi bir hal üzere olduğunu daha yakinen anlama imkanınız var.
Inception'a neden değindim? Şundan. Filmimiz, tam bir film değil. Inception'la veya diğer rüya temalı filmler gibi değil. Daha çok kurgusallığın, dokümanterliğin ve söyleşi topluluğunun bir araya getirilmesi denilebilir. Hasılı, klasik manada tam bir film derken zorlanabiliriz. Beklentilerin bu yönde yeniden restore edilmesi, filmden alınacak hazzı daha sağlıklı hale getirebilir. Uyarı amacını taşıyan bu Inception sapağını kapıyoruz şimdilik :) Christopter Nolan abiye selam. TDKR'yi çok fena bekliyor, yine yeniden haz delisi edeceğini tahmin ediyoruz :)
Birbirinden bağımsız, aslında biraz bağımlı, monologumsuların sayısındaki fazlalık filmi yorucu kılmış. Aslında benim açımdan zevkli bir hal sağlamış bu durum ama genel açıdan bakıldığında, izleme zorluğu getirdiği su götürmez bir vakıa. Filmin gözle görülen en büyük eksisi de budur kanımca. Onun dışında neredeyse vaad ettiği tüm entelliği, umarsızca koyuyor ortaya.
Entellik dedim. Doğrudur. Yapımın ortaya konuş amaçlarından biri de bireysel söyleminin olmasının yanında, çoğu fikri temele atıf yapması. Şimdilik aklımda kaldığınca söyleyeyim, elinde film olanlar ekleme yaparsa güncelleriz ama fazla da gerek yok; Lucid Dreaming (Berrak Düşgörü), Neo-Darwinizm, Libet Fenomeni (Kısıtlanmış Özgürlük), Anarşizm, Kuantum ve Newton Fiziği, Jung Teoremi (Kolektif Bilinçaltı), Varoluşçuluk, Özel Görelelilik gibi mevzulara umarsızca dalıyor ve sanırım hiçbirinde kendi cevabını vermiyor yapım. Bunu sevdim. Cevabımsılar var ama net bir sonuç yok. Bilinçli olduğunu varsayıyorum bunun ve artı puanını veriyorum bu sebeple.
Aslında acelem olduğumdan çoğu girilmesi gereken konuya girmedim. Ama girilmezse olmayacak olan bir özelliği varsa filmin, o da değişik animasyonumsu şekilsel özelliğidir. Digital kamera ile çekilip bilgisayar ile animasyon hüviyeti kazandırılmış bu görüntü, filmin değindiği mevzularla mükemmel bir uyum sağlıyor. Buna daha fazla girmeyeceğim, filmi izleyecek olanlar kesinlikle anlayacaktır nasıl bir uyum olduğunu. İzleyiniz yani :D
Valla çok hoş duyguların filmi Waking Life. Hani Before Sunrise ve Before Sunset filmlerinden sempatiniz varsa Richard Linklater'e, bu filmle taçlandırabilirsiniz aranızdaki ilişkiyi. Ben fazlasıyla sevdim. Tekrar tekrar izlemeyi düşünüyorum ileri ki zamanlarda. Başucu filmlerin yoktur ama olsaydı onlardan biri olurdu diyebilirim en kolaylıkla.
Bu sonuçsal parafla filme olan bakışımı güzelce ortaya koyduğumu zannederek hakettiği puanı filmimize takdim ediyorum;
8 / 10
Etiketler:
2001,
Film,
Film Yazısı,
Hayata Uyanmak,
Hollywood,
Sinema,
Waking Life
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorumunuz blog sahibinin onayından sonra yayınlanacaktır.